بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَمَهَّدتُّ لَهُۥ تَمۡهِيدٗا ١٤

(11-12-13-14) Bir tek (ya'nî nev'i şahsına münhasır) olarak yaratdığını, kendisine uzun boylu mal ve (yanında ve toplantılarda dâima) haazır bulunmak üzere oğullar verdiğim, (yaşayışını, ömrünü, evlâdlarını) yaydığım (bol bol ihsan etdiğim o kâfir adam) ı bana bırak.

– Hasan Basri Çantay

ثُمَّ يَطۡمَعُ أَنۡ أَزِيدَ ١٥

Sonra da o (bütün bunlara rağmen) hırs ile daha da artırmamı ister.

– Hasan Basri Çantay

كـَلَّآۖ إِنَّهُۥ كَانَ لِأٓيَٰتِنَا عَنِيدٗا ١٦

Hayır (kat'iyyen artırmayacağım). Çünkü o, bizim âyetlerimize karşı alabildiğine bir inâdcı (kesilmiş) dir.

– Hasan Basri Çantay

سَأُرۡهِقُهُۥ صَعُودًا ١٧

Ben onu sarp bir yokuşa sardıracağım.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّهُۥ فَكَّرَ وَقَدَّرَ ١٨

Çünkü o (Kur'an hakkında ne diyeceğini) uzun uzadıya düşündü, (kendine göre gûyâ bir) ölçü koydu.

– Hasan Basri Çantay

فَقُتِلَ كَيۡفَ قَدَّرَ ١٩

Hay kahr olası! Ne biçim ölçü kurdu o?

– Hasan Basri Çantay

ثُمَّ قُتِلَ كَيۡفَ قَدَّرَ ٢٠

Yine kahr olası, nasıl ölçü yapdı o?!

– Hasan Basri Çantay

ثُمَّ نَظَرَ ٢١

Sonra bakdı.

– Hasan Basri Çantay

ثُمَّ عَبَسَ وَبَسَرَ ٢٢

Sonra (ümîdsizliğinden ve öfkesinden) kaşlarını çatdı, suratını asdı.

– Hasan Basri Çantay

ثُمَّ أَدۡبَرَ وَٱسۡتَكۡبَرَ ٢٣

En son arka çevirdi ve büyüklük tasladı da,

– Hasan Basri Çantay

فَقَالَ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا سِحۡرٞ يُؤۡثَرُ ٢٤

«Bu, dedi, (sihirbazlardan öğrenilib) rivayet edilen bir sihirden başkası değil».

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu